bursa escort - bursa escort - bursa escort - bursa escort -
Bugun...



BU RAMAZAN SIGARAYI BIRAKIYORUM”

Çok kıymetli hemşerilerimiz, bu yıl mübarek Ramazan Ayı münasebetiyle Manisa İl Müftülüğü ile Yeşilay Manisa Şubesi birlikte Ramazanın manevi atmosferinden de faydalanmak niyetiyle “Bu Ramazan Sigarayı Bırakıyorum Hayatıma Yeni Bir Başlangıç Yapıyorum” kampanyası başlattı.

facebook-paylas
Tarih: 02-05-2021 14:24

BU RAMAZAN SIGARAYI BIRAKIYORUM”

       

 

Manisa İl Müftülüğü ve İlçe Müftülüklerimiz bünyesinde oluşturulan bağımlılıkla mücadele koordinatörlükleri olarak Bu vesileyle sigarayı bırakmak isteyenlere her türlü rehberliği ve manevi desteği verirken aynı zamanda “Yeşilay Danışma Merkezi’mizdeki uzmanlarımızdan destek almalarını sağlayacağız. İki kurum olarak sigara ile mücadele süreçlerinde onların ve ailelerinin daima yanlarında olmaya çalışacağız.

On bir Ayın sultanı Ramazan Ayı, sigarayı bırakmak için güzel bir fırsattır. Ramazan ayında manevi duyguların da verdiği güçle kişiler gün boyu sigara içmedikleri için bunu devam ettirebilecekleri yönünde cesaret kazanır, motivasyon elde ederler.

Ramazan, oruçlu kimseye sabretmeyi ve iradeyi kullanmayı öğretir. Bir ay boyunca iradesine hâkim olan insanlar, ömür boyunca sigaradan da uzak durabilir. Ramazanda takriben 15 saat sigaradan uzak kalan bağımlılar, bunu fırsata dönüştürebilir, Ramazan ayı bitmeden sigarayı bırakma planları yaparak, Ramazan sonrasında hemen uygulamaya koyabilirler.

Sigara içen bireylerin, sahur ile iftar arasındaki ortalama 15 saat boyunca sigara içmeden kalabilmeleri Ramazan ayının verdiği manevi motivasyon ve kararlılığın göstergesidir. Sigara ile mücadelede, sigaradan ayrı kalınan süreler ne kadar uzar ve sürekli hale gelirse sigaraya duyulan ihtiyaç da bir o kadar azalmaktadır.

Manevi olarak kendimizi beslediğimiz bu özel günler, sigara kullanan kişilerin kararlılığına ve iradesine de pozitif katkılar sağlamaktadır. Bu sebeple Ramazan ayını sigara bağımlılığından kurtulmak için bir fırsat olarak değerlendirmek gerekmektedir.

Sadece bizim ülkemizde günde ortalama 300 kişi, yılda ise 115 bin civarında kişi sigaraya bağlı sebeplerle hayatını kaybetmektedir. Vatandaşlarımıza: hayatımızın, sağlığımızın bizlere emanet olduğunu, ruh ve beden sağlığımızı korumanın ibadet olduğunu her fırsatta vurgulamalıyız. Sigara haramdır ve her birimiz sigaranın haram olduğunu milletimize anlatmalıyız. Son yıllarda yapılan birçok araştırma sigaranın insan sağlığı üzerinde pek çok zararlı etkisinin olduğunu bilimsel olarak ortaya koymuş bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalar Ramazanda sigarayı bırakanların daha başarılı sonuçlar aldıklarını göstermektedir. Ramazanda oruç gereği 15 saat sigara içmeyen bir insan, sigarasız durabildiğini fark eder ve sigarayı bırakabileceğine dair kendine güveni artar. Ayrıca sigaranın İslam dinine göre haram olduğunu da eklersek, oruç gibi bir ibadet vesilesiyle sigaradan da kurtulmak kişiler için çok daha büyük bir kazanım olmaktadır.

Kampanyamıza Manisa il ve ilçelerinde yaşayan vatandaşlarımız katılabilir. 13 Nisan- 13 Mayıs 2021 tarihleri arasında sigarayı bırakmak istediklerine dair form dilekçeyi İlçe Müftülüklerimizden/web sitelerinden temin ederek dolduracaklar. Form dilekçe doldurulduktan sonra ilçe müftülüklerimize teslim edilecek. Kampanya hakkında 0536 4166474 numaralı telefondan geniş bilgi alınabilir.

Türkiye’de ilk defa Ramazan vurgusuyla uygulanan kampanyamıza katılan ve sigarayı bırakma iradesini gösteren kardeşlerimize Türkiye Diyanet Vakfımız aracılığıyla çeşitli hediyeler de takdim edilecek. Ancak en büyük hediye sigaranın esiri, tutsağı olmaktan kurtulmaları olacaktır.

         Bu Ramazanda, “iftara kadar değil, son nefese kadar sigarayı bırak”ma gayretinde olmalıyız.

Dr. Ahmet ERDİNÇLİ/Manisa İl Vaizi

 

 

 

2- GÜNÜN AYETİ

“Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever.” (Bakara; 2/195)

 

3- GÜNÜN HADİSİ

“Kıyamet gününde hiçbir kul, ömrünü ne için tükettiği, ilmi ile ne yaptığı, malını nereden kazanıp nerede harcadığı, bedenini ne uğruna yıprattığı sorulmadıkça bir yere kıpırdayamayacaktır.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 1)

 

4- GÜNÜN DUASI

“Allah’ın gazabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve (onların) bana uğramalarından, Allah’ın tam kelimelerine (sonsuz iradesine ve hükmüne) sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Tıb, 19)

5- ESMAUL-HÜSNA

"En güzel isimler Allah'ındır. O halde, O'na bu güzel isimlerle dua edin..." (A'râf, 7/180)

el-Latîf: Yaratıklara karşı yumuşak, çok merhametli, çok lütufkâr, ihsan sahibi, insanlara hak ettiklerinden fazlasını veren; her şeyin detayını, sırlarını en iyi bilen, işleri çok hassas düzenleyen, gözle görülmeyen.

El-Hasîb: Kullarına yeten; onları hesaba çeken demektir. Allah Teâlâ, herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin bütün ayrıntılarıyla hesabını iyi bilendir. Bütün kullarını yaptıklarından dolayı veya yapmaları gerekenleri yapmadıklarından dolayı çok ayrıntılı bir şekilde hesaba çekecek olandır.

 

6- BİR SORU BİR CEVAP

Soru: Kazaya kalan Ramazan oruçlarının belli bir sürede tutulma zorunluluğu var mıdır?

Cevap: Ramazan ayında tutulamayan veya başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’de, “İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar.” (Bakara, 2/184) buyurulmaktadır.

Kaza oruçlarının peşpeşe tutulması hakkında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu oruçların, geciktirilmeksizin bir an önce tutulması uygun olur. Çünkü bu bir Allah hakkıdır. Kişi ne zaman öleceğini bilemez.

Ramazan orucunun kazası, oruç tutmanın haram olduğu günler dışında her zaman yapılabilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), iki vakitte oruç tutulmayacağını bildirmiştir ki birisi Ramazan bayramının birinci günü, diğeri kurban bayramı günleridir (Buhârî, Savm, 66-67).

Hanefîlere göre Ramazan oruçlarının kazası için bir zaman sınırlaması yoksa da mümkün olan ilk fırsatta bu oruçlar tutulmaya çalışılmalıdır (Kâsânî, Bedâî’,II, 104). Şâfiîlere göre ise bir Ramazan’da kazaya kalmış orucun, gelecek Ramazan’a kadar kaza edilmesi gerekir.

Bir Ramazan’ın kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar (Nevevî, el-Mecmû’, VI, 364).

 

7- RAMAZAN MANİSİ

Girdik son on güne

Dönelim iç âlemimize

Girelim itikâfa

Affolup erişelim bayrama

8- İFTAR VE SAHUR SAATİ

Manisa sahur: 04:30

Manisa iftar; 20:11

 

İFTAR DUASI VE ANLAMI

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkuke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirli mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

 

9- KISSADAN HİSSE

 

HAYATIN ACILARI

Yaşlı bir usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştır. Bir gün çırağını tuz almaya gönderir. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler.

Çırak, ustasının söylediğini yapar ama içer içmez ağzındakileri tükürür. “Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama öfkeyle “İçilemeyecek kadar tuzlu.” diye cevap verir.

Usta çırağını dışarı çıkarır. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürür ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp gölden su içmesini söyler. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken usta aynı soruyu sorar: “Tadı nasıl?”

“Ferahlatıcı” diye cevap verir genç çırak. “Tuzun tadını aldın mı?” diye sorar yaşlı adam, “Hayır” diye cevaplar çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının omzuna dokunur ve şöyle der: “Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının şiddeti, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Bir kederin, üzüntün olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.”

 

10- RAMAZAN SÖZLÜĞÜ

 

ORUÇ KEFFARETİ; Dinin belirli yasaklarının ihlâli durumunda yapılması istenen malî veya bedenî ibadetin oruç için olanı. Örneğin mazeretsiz olarak orucu bozmak, kefareti gerektirir. Gerçeği iki kameri ay olan fakat halk arasında altmış bir olarak da bilinir. Kefaret işlenen kusurlu davranış, hata ve günah dolayısıyla Allah’tan af ve mağfiret dileme manasına geldiğinden. Geniş anlamıyla tövbenin bir türüdür.




Bu haber 690 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNCEL Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI