bursa escort - bursa escort - bursa escort - bursa escort -
Bugun...



TEVBE’NİN ÖNEMİ

Sözlükte "dönmek ve vazgeçmek" anlamına gelen ve daha çok Allah’a dönme ve yönelmeyi ifade eder.

facebook-paylas
Güncelleme: 27-04-2021 19:51:12 Tarih: 27-04-2021 19:43


    Sözlükte "dönmek ve vazgeçmek" anlamına gelen ve daha çok Allah’a dönme ve yönelmeyi ifade eder. Din ıstılahında tevbe; insanın işlediği günahını anlayıp, onu bırakması ve Allah’a dönüp O'ndan, yaptığı kötülüğü ve işlediği günahı affedip bağışlamasını dilemesi, pişman olduğunu da belirterek yalnız O'na yalvarması demektir. Tevbe, kişinin şirk, küfür ve nifaktan îmana, isyandan itaate, günahtan sevaba, yanlıştan doğruya yönelmesidir. Peygamberimiz günahı, "Günah, vicdanını tırmalayıp, seni huzursuz eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir" şeklinde tanımlamıştır.(Müslim, Birr, 15)

    Tevbe, günah işleyen insanın kurtuluş ve Allah'a sığınma kapısıdır. Bu kapıya muhtaç olmayan hiçbir insan yoktur. “Eğer siz günah işlememiş olsaydınız Allah sizi yok eder, başka bir kavim getirir, onlar günah işlerler, günahlarının bağışlanmasını Allah'tan isterler, Allah da onları bağışlar" (Müslim, Tevbe, 11) anlamındaki hadis bu gerçeğe işaret etmektedir. Kur'ân'ı Kerîm'de pek çok âyette yüce Allah ve birçok hadis-i şerifte Peygamberimiz (a.s.) tevbe etmeyi emretmektedir: “Ey müminler! Hepiniz Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz” (Nur, 24/31). "Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla Allah'tan beni bağışlamasını diliyor, tevbe ediyorum." (Buhârî, Deavât, 3) anlamındaki âyet ve hadisler, işlediğimiz günaha mutlaka tevbe etmemiz gerektiğini ifade etmektedir.

    Mümin büyük veya küçük her türlü günahtan sakınmalıdır. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur. “Mümin günahlarını, sanki dibinde oturup da üzerine düşeceğini sandığı bir dağ gibi görür. Günahı sıkılmadan işleyen kimse ise günahlarını burnuna konan sinek gibi görür.”(Tirmizî, Kıyame, 49) Büyük günahlara mutlaka tevbe edilmesi gerekir. "Büyük günah", hırsızlık etmek, yalan söylemek, yalancı şahitlik yapmak, iftira etmek, zina etmek, namaz kılmamak, oruç tutmamak, zekât vermemek gibi Allah ve Peygamberin kesin emir ve yasaklarına uymamak, haram kıldığı şeyleri yapmaktır.

Küçük günahlar; ibadetler, musibet ve felaketlere sabır gibi yapılan güzel ameller sebebiyle bağışlanır. “Beş vakit namaz ve Cuma namazı diğer Cuma namazına kadar büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde aralarında işlenen küçük günahlara kefarettir”,(Müslim, Tahâre, 16) "Ey müminler! Allah'a içtenlikle tevbe edin" (Tahrîm, 66/8). "Tevbe-i nasûh" samîmî olarak yapılan, insanın halini düzelten ve kişinin bir daha o günaha dönmesine engel olan tevbe demektir. Hz. Ömer ve Muâz bin Cebel nasûh tevbesini şöyle tanımlamışlardır: “Tevbe-i nasûh, sütün memeye dönmediği gibi kişinin tevbe ettiği günaha bir daha dönmemesidir."

İnsanlar, sevap ve günah işleyebilecek özellikte yaratılmışlardır. Peygamberler hariç her insanın az çok günahı vardır. Ölümün insana ne zaman geleceği belli olmaz. Ölüm gelip çatmadan önce şartlarına uygun tevbe edildiği takdirde Allah kulunun tevbesini kabul eder.

Ahmet GÖÇER/Aile ve Dini Rehberlik Vaizi

 

 

 

2- GÜNÜN AYETİ

"Eğer siz size yasaklanan günahların büyüklerinden kaçınırsanız sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere (cennete) koyarız" (Nisa, 4/31), "Ey müminler! Allah'a içtenlikle tevbe edin" (Tahrîm, 66/8)

 

3- GÜNÜN HADİSİ

"Ey insanlar! Allah'a tevbe edip O'ndan af dileyiniz. Zira ben O'na günde yüz defa tevbe ediyorum." (Müslim, Zikr, 42)

4- GÜNÜN DUASI

“Allah’ım! (rahmetini) umarak, (azabından) korkarak kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım. Sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Senden başka sığınak, senden başka dayanak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım.”

 

5- ESMAUL-HÜSNA

 

"En güzel isimler Allah'ındır. O halde, O'na bu güzel isimlerle dua edin..." (A'râf, 7/180)

Tevvâb: Tövbe eden kullarının tövbelerini kabul eden ve tövbede muvaffak kılan demektir. Allah Teâlâ, kullarını tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul edendir. Kendisine yönelen kullarının günahlarını affedendir. Tövbeleri kabul edip günahları bağışlayandır.

Gafûr: Günahları bağışlayan; affeden demektir. Allah Teâlâ, bağışlaması bol olandır. Kulun günahı ne kadar çok olursa olsun Allah Teâlâ, bunları meydana çıkarıp kulunu rezil ve rüsvay etmez, bunları örter ve gizler. Kulun, işlediği günahları ve suçları bağışlar.

 

 

6- BİR SORU BİR CEVAP

 

Soru: Orucu bozup sadece kazayı gerektiren durumlar nelerdir?

Cevap: Yolculuk, hastalık gibi bir mazerete dayalı olarak bozulan orucun, sadece kazası gerekir. Ayrıca, abdest alırken boğaza su kaçması gibi kasıt olmaksızın yemek-içmek; çiğ pirinç gibi beslenme amacı ve anlamı taşımayan, yenilip içilmesi mûtat olmayan veya toprak gibi insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi orucu bozup, sadece kazasını gerektirir.

Keffâret ve adak oruçları ile nâfile oruçların başlanıp bozulması durumunda kazâ edilmeleri gereklidir.

Ramazan’da bir mazeret olmaksızın tutulmayan oruçlar, gününe gün kaza edilir. Ancak mazeretsiz olarak Ramazan orucunu tutmamak büyük günahtır.

Cinsel birleşme dışında tatmin, ağza giren yağmur, kar veya dolunun istemeyerek yutulması, abdest alırken, yıkanırken veya yüzerken suyun istemeyerek yutulması, kasten ağız dolusu kusulması orucu bozar ve bozulan orucun kaza edilmesini gerektirir.

İmsak vaktinin girip girmediği konusunda şüphesi bulunan kimse yiyip içmeye devam ederken o esnada ikinci fecrin doğmuş olduğu ortaya çıksa, oruç bozulur ve kazâ edilmesi gerekir. Aynı şekilde güneşin battığını zannederek iftar ederken güneşin henüz batmadığı anlaşılsa yine kazâ gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 277-278).

Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulmuş olduğu zannıyla veya gece niyetlenemeyip gündüz niyetlendikten sonra, gündüz yapılan bu niyetin niyet sayılmayacağı zannıyla günün geri kalan kısmında bilerek bir şey yiyip içmek veya cinsel ilişkide bulunmakla oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir.

 

7- RAMAZAN MANİSİ

Başladık istiğfar ve zikirlere

Dualar hep dilimizde

Mevla’m nasip eylesin

Bayrama erişmeye

 

8- İFTAR VE SAHUR SAATİ

Manisa sahur: 04:38

Manisa iftar; 20:06

 

İFTAR DUASI VE ANLAMI

"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkuke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirli mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."

"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"

 

9- KISSADAN HİSSE

Bedevî’nin Duâsı

Hz. Ömer (r.a.) Resûlüllah (s.a.v.)’in kabrini ziyaret eder. Kabri önünde bir bedevinin duâ ettiğini görür ve arkasında durup duâsını dinlemeye başlar.

Şöyle duâ etmektedir bedevi: “Yâ Rabbi! Bu senin Habibin, ben de kulunum. Şeytan da düşmanın. Eğer beni bağışlarsan habibin sevinir, kulun kazanır, düşmanın üzülür. Beni bağışlamazsan habibin üzülür, düşmanın sevinir, kulun helâk olur.

Yâ Rabbi! Sen habibini üzmekten, düşmanını sevindirmekten, kulunu helâk etmekten daha cömertsin.

Yâ Rabbi! Araplar arasında asil insanlar vefat ettiklerinde kabri başında kölesini azat etme geleneği vardır. İşte âlemlerin efendisi vefat etti. Kabri başında Beni cehennemden âzât et”. Bunun üzerine Hz. Ömer avazı çıktığı kadar: “Yâ Rabbi! Bu Bedevi’nin Senden istediğini ben de istiyorum” diye bağırır.

Sakalı ıslanıncaya kadar hıçkıra hıçkıra ağlar. Bedevî dayanamaz ve "Ey Müminlerin Emiri! Sen de mi ağlıyorsun!" der.

Merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'ım! Bizi de, ana-babamızı da, sevdiklerimizi de, üzerimizde hakları olanları da cehennemden âzât et. Ya Rabbi! Biz de o bedevinin istediğini istiyoruz kabûl eyle Allah’ım..!

 

10- RAMAZAN SÖZLÜĞÜ

Keffaret: Oruç ibadeti açısından bakıldığında oruçlu bir kişinin orucunu geçerli bir mazereti olmaksızın kasten bozması kefaret gerektirir. Ramazan orucunu bu şekilde kasten bozanların bir günlük kaza orucunun dışında öngörülen üç tür ibadetten birini yerine getirmesi gerekmektedir.

Bu üç ibadet; köle azad etmek, iki ay aralıksız oruç tutmak veya altmış fakiri bir gün sabah–akşam ya da bir fakiri altmış gün doyurmak şeklinde olabilir. Ramazanda orucunu bozan kişi kaza orucunun yanı sıra bu ibadetlerden birini yerine getirirse kefaretini ödemiş olur.




Bu haber 506 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNCEL Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI